Hayatın tozpembe renklerine kapılıp gitmeyin. Bir tek sevgiyle besleneceğiniz merciyi karşı cinsleriniz görmeyin. Etrafınızdaki güzellikleri kendinize görebilme fırsatı tanıyın. Kuşların cıvıltısını, yeşeren tomurcukları, güneşin doğuşunu ve batışını keşfedin. Akıl ve el becerinizin farkına varın. Anne ve babanızın söylediği her şeye kulak verin; size zor gelse de sözlerini dinleyin. Anne ve babanızın ellerinin uzanamayacağı yerlere gitme kararı vermekten kaçının. Çünkü onlar, bu dünyada size en az zarar düşünebilecek tek kişilerdir.
Hayatınızla ilgili bir karar verme aşamasına gelmeden önce mutlaka ailenize danışın. Çünkü zararın neresinden dönerseniz kardır. Arkadaşınızın veya sevgililerinizin sizi üzecek derecede bir hatasını gördüğünüzde düzelecek diye düşünmeyin. Sizi üzenin yanında değil, mutlu edenin yanında kalın. Başkalarını sevmeden önce kendinizi sevin. Ve ne kadar değerli olduğunuzun farkına varın. Varın ki onlarda bunu fark edebilsinler. İstemediğiniz her türlü konuya ‘’ evet ‘’ diye bildiğiniz kadar ‘’hayır ‘’ demeyi de öğrenin. Ve ‘’hayır ‘’ demekten asla korkmayın. ’’hayır ‘’ diyerek kimseyi kaybettmessiniz, kaybedilmesi gerekenleri kaybedersiniz.
En önemlimside kendi ayaklarınız üzerinizde durmayı öğrenin. Ekonomik özgürlüğünüzü kazanın. Üniversiteyi kazanamadığınız diye hiçbir meslek sahibi olmayacağınızı asla düşünmeyin. Becerilerinizi ve hobilerinizi gözden geçirip, size uygun meslek kurslarına gidip kısa yoldan işe başlamanın avantajlarından faydalanın. Her olumsuzluktan bir olumluluk çıkarın. Güçlenin ve tecrübelenin. Hayatınızda biriyle paylaşma kararı alırken kişiliğinizden ve kariyerinizden asla ödün vermeyin.
Gözlerinizi birkaç dakikalığına kapattın ve 30 yaşlarınızda kendinizi nasıl bir evde, hangi meslekte ve nasıl biriyle olmak istediğinizi hayal edin. Kalbinizin sessini dinleyin ve yazdıklarıma lütfen kulak verin.