Size yaşanmış gerçek hikâyemi anlatacağım. Uzun yıllar beni hiç anlamayan sevmeyen saymayan maç fanatiği ve alkol problemi olan eski eşimin bana yaşattıklarından bahsetmek istiyorum. Evlendiğim zaman 22 yaşında genç güzel alımlı girdiğim her ortamda hemen fark edilen genç bir bayandım eski eşimle uzun yıllar evli kaldık tabii beraberliğimize evlilik denirse.. Biliyor musunuz sizi hiç bir şekilde sevmeyen bir insanla hatta sizin tüm çabalarınızı görmezden gelen insanla yaşamak çok zor. İki çift söz etmezdi bildiğiniz duvar gibiydi. Ama evinde duvar gibi olan adam dışarıda hele de içkiyi fazla kaçırınca bülbül kesilirdi. İçtiği zaman beğenmediği eşi kendisine dünyanın en güzel kadını gibi gözükürdü. Tabii bu dışarıda. Eve geldiği zaman 360 derece değişirdi. Onun içki ve maç takıntısından çok çektim.
Bu kişiler bana göre hastalıklı kişilikler. Ben yıllarımı bu sene düzelir bu sene olmadı öteki sene düzelir diye diye boş yere geçirdim. Maç tutkusu inanın bana diğer Kadın gibidir. Ruhlarına işlemiş bir kere. Tuttuğu takımlar onlar için vazgeçilmez eşi ve çocuğundan önce gelir. Maçta yenildiklerinde evde matem havası eser yenseler ise zaten evde göremezdik sabaha kadar maçı yenmenin mutluluğunu yaşardı. Bunca mutsuzluğuma rağmen bir de çocuk sahibi oldum ondan. Sanki çok evine bağlıymış gibi. Şimdiki aklım olsa ondan asla çocuk sahibi olmazdım. Beni sürekli aşağılar, hor görür, küçümserdi. Bir adım geri zekâlı diğer adım ise aptaldı. Öyle çok bu iki kelimeyi kullanıyorduk bana kendime olan güvenimi yitirmiştim. Artık giyim sitilim saçım makyajım bile değişmişti. 38 beden giyen ben kendime bol bol kıyafetler alırdım.
Bir gün hiç unutmam bir mağazada yine bireyler bakıyordum kendime tezgâhtar bana hanımefendi çok güzel vücudunuz var neden bol bol giyiniyorsunuz dedi sanki o anda bana birey oldu dediği doğruydu ben neden kendime güvenip vücudumu ortaya çıkaran kıyafetler almıyordum ki. O kadar etki ediyordu ki bana tamamen değişmiştim kişiliğimde ister istemez değişiyordu. Evlilik çok değişik bir müessese. İnsanı çok mutlu ettiği gibi hasta bile edebiliyordu. İçki başlı başına bir travmatik olay zaten. Ben içkiyi ağzıma bile sürmem. Zaten alkol problemi olan eski eşimle uzun yıllar alkolün insanı nasıl değiştirdiğini gördükçe alkolden tiksinir oldum. Önceleri ona ayak uydurayım diye içtim bir müddet sonra gazetede hiç kimse için kendinizden ödün vermeyin bırakın insanlar sizi olduğunuz gibi sevsin yazısını okudum. Düşündüm gerçektende olan bana oluyordu ben içerken hiç mi hiç mutlu olmuyordum onu mutlu edeyim diye içiyordum o zaten içtikten sonra gözü beni bile görmüyordu. .
O kadar çok alkol alıyordu ki girdiğimiz her yere önce tüm güzelliğimizle girer gecenin sonunda ise tüm rezilliğimizle kalkıyorduk. Bu da yetmiyormuş gibi gittiğimiz tüm gece gezmelerinde ben nedense hep masada yalnız kalıyordum. Sanki oraya ben tek gitmişim gibi. İnanılmaz üzüntü duyuyordum herkes eşiyle eğlenirken ben tek başıma masada bırakılıyordum tek kalmam yetmezmiş gibi arkadaşları masaya gelir benimle dalga geçerlerdi. Bir gün hayatımın şokunu yaşadım içki şişede gibi durmuyordu tabii içmenin de bir adabı vardır. Ama bundan bihaber eski eşim yine fazla abartınca bir gece beni arabada tartaklamaya başladı yüzüme içki şişesiyle vurmaya başladı. Çok korkmuştum araba bir o taraftan bir o tarafa savruluyordu beni tartaklamasını engellemek için arabayı durdum ineceğim dedim.
Ben nerden bilebilirdim meğer adam dünden razıymış beni arabadan indirdiği gibi gaza bastı ve gitti orada öylece kalakaldım. Gittim bir bankta oturdum çok şaşırmıştım gecenin bir yarısı sokakta öylece kalmıştım. Allah kimseyi sokakta üstelik gece yarısı bırakmasın. Hemen yanıma gecenin simsarları geldi yoldan geçen arabanın içindekiler bir yandan korna çalıp bir yandan beni arabaya çağırıyorlardı. Neye uğradığımı şaşırdım bir arkadaşımı aradım arkadaşım hemen eve gitmem gerektiğini söyledi eğer gelip beni alırsa ileride ona dava açarsam bu geceyi aleyhime kullanabileceğini söyledi haklıydı. Hemen taksiye bindim eve gittim kapıyı kilitlemiş beni eve almıyordu adam hem suçlu hem güçlü ailesini aradım babası onu güçbelâ ikna etti de eve girebildim o gece ama o geceyi ömrüm boyunca unutmayacağım.
Hayatını bedenini satarak kazanan kadınların ne kadar tehlikeli bir iş yaptığını o gün anladım. Gece yarısı hayat öyle farklı ve erkekler öyle acımasız oluyorlar ki Allah o kadınlara yardım etsin. Hayatımı böyle yaşarken bilinçaltı kurgulama kursu diye bir kursa gittim. Ve o kurs bana az da olsa güç verdi. Önce kendime iş buldum. Sonra kendimi yaptığım işe yeterli olabilmem açısından geliştirdim. Benim bu hırsımı gören o ise aşılamalarına tüm hızıyla devam ediyordu. Her gittiğim iş görüşmesinden önce seni mi alacaklar onlarda senin gibi geri zekâlı bekliyordu zaten deyip benim moralimi bozuyordu ama bir şeyin farkında değildi o beni alaladıkça ben daha çok hırslanıyor dört elle sarılıyordum. Alkol maç bağımlığı yetmezmiş gibi birde dayak girmişti hayatıma. Elinden hiçbir iş gelmeyen eski kocam bu sefer beni dövmeye hem de bir hiç uğruna dövmeye başlamıştı.
Bir gün öyle bir dövdü ki beni duvardan duvara vura vura dövdü kendimi o kadar kötü hissettim ki hemen polise gittim ama gittiğim polis merkezindeki polisler beni çok şaşırttı. Adamın beni öldüresiye dövdüğünü söylememe rağmen ya kardeşim git evine kocandır o senin birey olmaz akşama barışırsınız dedi. Eski eşimin babası bürokrat olduğu için korkumdan onu şikâyet edemedim ama bari elimde delil olsun diye rapor almak istedim. Beni bir polis eşliğinde devlet hastanesinin adli tıp bölümüne gönderdiler ve gerekli incelemelerden sonra darp raporunu almıştım. Bu arada söylemeden geçemeyeceğim adli tıpa gidince kendimi nasıl aşağılanmış hissettim anlatamam. Hele de koca dayağı yüzünden orada olduğunuzu gören çalışanların bakışları acımayla karışık merak dolu şeklindeydi işin acı tarafı ne biliyor musunuz bir de size konduramıyorlar sizin gibi biri nasıl olurda koca dayağı yer diyorlar. Bu dayak faslı birkaç kere daha sürdü.
Siz siz olun asla ilk tokadı dahi affetmeyin çünkü ilk tokat diğer tokatların habercisi gibi. Bu arada oğlumda şiddet içinde büyüyordu. Hiç istemediğim halde bizim şiddet dolu yaşamımıza ortak oluyordu. Yine bir gün beni döverken oğlumun önünde oğlum kendi kendine beni koruma içgüdüsüyle savunma mekanizması yaratmış hemen kusmaya başlıyor ve deli gibi bağıra bağıra ağlıyordu bunu gören babası beni dövmeyi bırakıp onunla uğraşmaya başlıyordu. Kendimi çok mutsuz hissediyordum çocuğunda psikolojisi ister istemez bozulmuştu. Geceleri çoğu zaman geç geldiği zaman yatağın yolunu içtiği içkiden bulamaz yerlerde sürüngenler gibi sürünürdü ben ve oğlum onun bu durumunu görür ve çok üzülürdük. Kapı deliğine anahtarı koyar koymaz öyle bir hal almıştık ki otomatik olarak her ikimiz uyanır şimdi neyapacak diye beklerdik.
Düzenli bir uyku düzenimiz yoktu. Tüm bu olumsuzlukları yetmiyormuş gibi bizimki çapkınlığa da adım atmıştı. Geceleri eve gelir facebookta bulduğu kadınlarla konuşur o yetmezmiş gibi görüntülü msn açar onlarla sabaha kadar sohbet ederdi. Onu sürekli uyarmama rağmen beni hiç dinlemiyordu. En sonunda günlerden bir gün telefonuna bir mesaj geldi ben o mesajı gördükten sonra çılgına döndüm ve işte o gün her şeyden korkan bana öyle bir cesaret gelmişti ki onu evden kovdum. Eşyalarını topladım kapının önüne koydum. Her şeyine katlanmıştım ama bu kadarı da fazlaydı artık.
Ve 2 sene ayrılıktan sonra boşanma davası açtım. Boşandık hiç pişman değilim. Kendime geldim özüme döndüm. Çok mutluyum. Bunca yıllık evliliğimden ne öğrendim biliyor musunuz? Kimseyi değiştiremezsiniz hayatta…Ve hiç kimse için de değişmemelisiniz. Kimliğinizi kaybettiğiniz an yaşamınızı çöpe attınız demektir. İstemediğiniz sürece hiçbir şey için ödün vermeyeceksiniz. Gün gelir verecek bir şeyiniz kalmaz çünkü. Her şeyi siz istediğiniz için yapacaksınız, başkası sizden istediği için değil. Ve siz siz olarak kaldığınız sürece sizin yanınızda olanlarda mutlu olacaktır. Bırakın hayatınıza eşlik etmek isteyenler gelsin sizinle. Yolun bitimine kadar gelmeleri şart değil. Herkesin gidebileceği bir yol vardır. Hayat rahat insanlarla güzel. Hayat hak ettiği gibi yaşandığında güzel...