Evlenen bir pişman; evlenmeyen bir pişman..
Birbirlerine kızan ve tartışmadan aynı evi paylaşıp iletişime bir türlü geçmeyen eşler aslında sessiz savaşın içerisindedir.En tehlikesi de budur.
Bir eşin bir eşine verebileceği en güzel hediye ona ayıracağı zamandır.
“Bir karı kocasının tartıştığını görürseniz, kadın savunun. Çünkü kocanın savunmaya ihtiyacı yoktur; o her zaman haklıdır.”Faye Walker
Evlilik iki insanın hayatında yapacağı en büyük ortaklıktır. Nasıl âşık olup evleniyorsak, hayatta bakış açımız değişip anlaşamayarak boşanmayla da sonuçlanabiliniyor. Herşey insanlar için değil mi? Kim ister ki kurduğu yuvanın böyle bir aşamaya gelmesini kimse… Maalesef ne kadar vakit ayırsak ta, gez sekte, aynı yastığa baş koymadan ve aynı evi teneffüs etmeden kişiler birbirlerini tanımıyor. Evlilikte sorunlar bakış açısını veya olaylar karşısında nasıl bir tutum sergileneceğini yaşayarak görebiliyoruz. Ve aşama aşama tanımak, beğenmek veya beğenmemek devreleri başlıyor. Evlenmiş boşanmış eşlere seslenmek istiyorum; Size nacizhane tavsiyem lütfen geçmişinizin arkasına sığınıp kalmayın; nasıl ki hukuki açıdan ipleri kopardıysanız, düş&uu...
Yaşadıklarımdan sonra kendimce doğru bulduğum bir kavram bahsetmek istiyorum; adı ne olursa olsun ister adı evlilik isterse de adı beraberlik…
Birbirimize yaşama alanı tanımak. İlişkideki maratonluktan sıyrılmak, yüzgöz olma olasılığını azaltmak, Maratonluktan kurtarmak için var olan ilişkiyi kendine vakit ayırmak için bir veya iki gününü ayrı evlerde yaşama fırsatı tanıyabilmek. Aaa olur mu diyeceksiniz? Evet olur. Yani eşlerin ayrı ev ortamında yaşıyor olabilmesi. Hem kadının var olan düzenin hal hazırda bekliyor olması açısından güven verici hem de kendine vakit ayırmak adına, ruhunu dinlemek adına en kolay yöntem diye düşünüyorum.
Bir düşünün kaçınızın evliliği ayrılıkla sonuçlandı ve her şeye tek...
Kadının kızgınlığını dile getirmesi durumunda karşılaştığı engeller:
*Fark edilmemek
*Siz yokmuş gibi bulundukları ortamda devam edilmesi
*Duyulmamak-Konuştuklarınızı
*Dinleme ihtiyacı duymamak veya tam konuşmaya başlayınca konuyu başka konularla geçiştirmek.
*Ciddiye alınmamak ve umursamamak
*Küçümsenmek
*Genellemeler-‘’Herkes senin katlandıklarına katlandı.’’ genellemesi
*Görevlerinin hatırlanması
*Eleştirmek ve suçlamak
*Çatışma
*Dışlanma
*Şiddete maruz kalma
Yaşamını denetleyememek, depresyon ve kızgınlığın kapısını aralar. Siz siz olun hayatınızı kendi iradenizle yönetin, karar verin ve yaşayın. Her zaman bir birey o...
Evliliğin iki önemli sınavdan geçtiğini düşünüyorum.
1.Güven Bağı
Yani evlilik taze iken bizler kendimize ayıracağımız enerjiyi biz farklı yerlere ayırıyoruz. Ailerler buna müsaade vermiyor. (Özelliklede erkek aileleri.) Oysa yeni kurulmuş bir çekirge ailenin birbirlerini tanıma fırsatı tanınmalı biraz aileler uzaktan seyretmeli. Bazı arkadaşlarımızda maalesef arkadaşlarının yeni hayatlarına alışmalarında zorluk çekiyorlar. Taşların birbirine oturması için evli çiftlere lütfen zaman tanıyın. Aslında kendinize yapılmasını istemediğiniz şeyleri bir başkasına yapmamak en doğrusu değil mi? Herkes bu yollardan geçti. Neyin ne olduğu bilinmiyor mu? Nasıl bir egodur hala çözmüş değilim. Bir hengame bir savaş taze evlilik...
Güç savaşları (Sen / Ben Savaşı)
Eski defterleri olmadık zamanda açma
Tatsızlıkları konuşup çözüme ulaştırmak yerine biriktirme
Aile yakınlaşmasında denge kuramama İletişimsizlikten kaynalanan uzaklaşma
Çevremizde kadını güçlü gördüklerinde eşler veya özellikle erkeğin ailesi tarafından güçsüzleştirme politikaları:
Eleştirmek; "Bir işi yapamıyorsun, beceremiyorsun.’’
Yaptığı işin önemini küçümsemek, dalga geçmek; Bu da iş mi? Kadını devamlı suçlamak ve yıpratmak
Kadının gerek evini gerekse de çocuğunu ihmal ettiğini söyleyerek ikaz etmek
Yapmak istediklerine; mani ve engel olmak. Tek silah’’ Ama çocuklar ne olacak?’’
Asıl var olan beraberlikler sonuçlandı mı ne olacak? Asıl bu önemli bence.
Yaptığını elinden almak ve kendisi yapmak; kadının işini kendisinin yönetmeye çalışması En son kadını ter...