Yaşadıklarımdan sonra kendimce doğru bulduğum bir kavram bahsetmek istiyorum; adı ne olursa olsun ister adı evlilik isterse de adı beraberlik…
Birbirimize yaşama alanı tanımak. İlişkideki maratonluktan sıyrılmak, yüzgöz olma olasılığını azaltmak, Maratonluktan kurtarmak için var olan ilişkiyi kendine vakit ayırmak için bir veya iki gününü ayrı evlerde yaşama fırsatı tanıyabilmek. Aaa olur mu diyeceksiniz? Evet olur. Yani eşlerin ayrı ev ortamında yaşıyor olabilmesi. Hem kadının var olan düzenin hal hazırda bekliyor olması açısından güven verici hem de kendine vakit ayırmak adına, ruhunu dinlemek adına en kolay yöntem diye düşünüyorum.
Bir düşünün kaçınızın evliliği ayrılıkla sonuçlandı ve her şeye tekrardan siz başlamak zorunda kaldınız? Oysa kendinize ait bir düzeniniz olsa her şeye yeni baştan başlamak zorunda kalır mıydınız? Veya evliklerinizde bilhassa eşlerinizde kaybetme korkusuyla daha düşünen ve ince davranışlar sergileyen erkekler görmez miydiniz? Hiç olmasa berberlikler tek düzelikten kurtulurdu yerine, özlem, heyecan, kavuşma arzusu gelirdi.. En önemlisi de insanların kendilerine ait yaşama alanı olma hakkı tanıma fırsatı doğacaktı.
Tıpkı Muhteşem yüzyılda olduğu gibi ayrı odalarda yaşıyor olmaları gibi. Evet, oradaki çok eşliğe karşıyım ama birbirlerine yaşama alanı tanıma fırsatı ve düşüncesine hem fikirim. Neden mi? Yan yana ne saygı kalıyor ne sevgi…
Akşamlar, hafta sonları hep tek düze değil mi? Ya devamlı maç seyreden erkekler ya da national seyredenler eve geldiklerinde eşlerine güzel gözükme gibi bir çaba içerisinde olma zahmetinde bulunmayanlar ve rahat tavırlarıyla ( ya gaz çıkarma sesi ya geğirme sesi alıp başını gidiyor..!) Oysa çıkarken böyle mi kendine bakan eşler, heyecan, özlem, yaptığı her hareketi ölçen ve ona göre davranan, gezdiren ve kulağınızdan yüreğinize kazınan aşk sözcükleri, mesajları…
Bunların yaşamamıza daim olabilmesi için evlilik kurumunda değişikler olması gerektiğini düşünenlerdenim. Merak etmeyin, sizin kaygınızı hissedebiliyorum ya beni aldatır veya bir başka insanı tercih ederse diyorsunuz; inanın bana bulacak insan zaten bulur ve yapar. Yeter ki o düşünce var olmuş olsun. Sizce,bizi biz olduğumuz için seven ve düşüncelerimize saygı duyanlar bizim değil midir?