Ben sizlere son bir ayda yaşadıklarımı aktarmak istiyorum. Büyük çocuğum bu sene üniversiteye hazırlanıyor. Bu seneye kadar gayet rahat hiçbir şey umurunda olmayan, hayata çok lay lay lom bakan bir gençti. Geçen ağustos ayında bütün imkânlarımızı zorlayarak iyi butik bir dershaneye verdik. Tabii ki eşimle büyük savaşlar verdim bu arada. O kitle dershanesine gitmesini istedi. Ücreti yüklüydü gittiği dershanenin. Neyse oda anladı sonları doğru karar verdiğimizi. Oğlum sabahtan okuluna, öğleden sonra dershaneye gidiyordu. Program çok yoğundu.
Akşamlarıda arkadaşlarıyla birkaç saat buluşuyordu. Ayrıca çok sosyal bir çocuk. Şubat ayı başı gibi oğlumda büyük değişimler gözlemledim. Sürekli gözüm aklım ondaydı. Bunalıma girdiğini fark etmiştim. Eşimde aynı şekilde çok üzüldü. Ben fazla her şeyi didikleyen bir anneyimdir. Bazılarına ve uzmanlar göre adım, baskıcı annedir. Olsun ben kabul ediyorum. Diş tehlikelere karşı çocuklarımı her zaman korumalıyım. Onları benden iyi kimse tanıyamaz. Ne zaman ne yapacaklarını kestirmeliyim ki, önlemimi alayım. Artık dış dünya çok acımasız. Bütün arkadaşlarını tanırım, telefonlarını alırım, aileleri hakkında bilgi edinirim. Eğer zararlıysa önce çocuklara anlatırım, başlarına neler geleceğini bilir. Sonra bir müddet bırakırım tecrübe edinsin diye(bu arada sürekli takipteyimdir, geceleri telefonlarını karıştırırım, mesajları okurum, bilgisayar yazışmalarına bakarım)baktım olmuyor, hemen arkadaşlıklarını keserim. İnanın artık çocuklar annelerini tanıdı zaten.
Okulda attıkları her adımı bilirim. Bütün öğretmenleriyle arkadaşlık kurdum. Hepsi gelirler, ben giderim. Okulda bir şey oldu mu, çocuklar gelmeden ben öğrenmiş oluyorum. Çocuğu nasıl yoğurursanız öyle gider. Neyse, konuya dönelim. Oğlum, zaman yaklaştıkça kazanamayacağı hissine kapılmıştı. Akşamları arkadaşlarıyla buluşmuyordu, ağlıyordu, konuşmuyordu, en önemlisi göz temasını kesmişti. Okuldaki ve dershanedeki öğretmenleriyle, danışmanlarla konuşup yardım istedim. Ama oğluma ulaşamadık. Oğluma doktora götürmeyi teklif ettim. Reddetti. Ben vitamin takviyesine çoktan başlamıştım. Ben psikolagtan randevu aldım gittim. Kafamı doldurmadı psikiyatra gittim, konuştum. Benim yaptıklarımı söyledi zaten. Ama kendi gelmeliydi dedi. Eşim sülalesinde ölümlü intihar vakası olmuştu. Buda aklımın köşesindeydi.
Ve beklenen oldu,dershanede ölümden başka yol kalmadığını söylemiş.o anda ölüyorum sandım.apar topar ertesi gün psikiyatiristen randevu aldım.teşhis anksiyete,dikkat dağınıklığı idi.20 mg hap yazdı.haftaya seansımız var. Eşimle beraber götürüyoruz.SONUÇ MU? Mükemmel. oğluşum geri geldi. Çok mutluyuz. Karamsarlık gitti. Oğluşumuzu uçurumun kenarından ellerimizle aldık. İnşallah sınavdan başarıyla çıkar. Kendine güveni geldi. Lütfen çocuklarımızı iyi gözlemleyelim. Her zaman bizleri yanlarında hissetsinler. Emin olun ayakları yere daha sağlam basacaktır. Hayata daha bilinçli ve güvenli atılacaklardır. Son söz elli yaşında gelseler onlar benim küçük bebeklerim, bende her zaman onların sığınacağı bir liman olacağım. Gelişmeleri yine yazarım. Görüşmek üzere.