Kadın….
İçine ne çok şey sığdıran bir sözcüktür. Aslına baktığınızda küçük bir sözcük. Peki ya etkisi? Gücü?
Algısı farklıdır herkes için.
Bir çocuk için; annedir. Sığındığı, güven duyduğu, zorlandığında hemen kollarında olmak istediği, acıktığında, üşüdüğünde ilk aklına gelen. Her şeyinin yerini bilen annedir çocuklar için. O yüzden evlerde en sık duyulan sorudur;
-Anneee, …… bulamıyorum, nerede? Nereye koydun?
Okuldan eve geldiğinde annesinin evde olması kadar hiçbir şey mutlu edemez bir çocuğu, ister ilkokul öğrencisi olsun isterse üniversite hiç fark etmez. Çünkü evin sıcaklığıdır, huzurudur anne. Evi yuva yapandır.
Bir erkek için ne çok şey ifade eder “kadın”… Eş, sevgili, hayatın anlamı, o olmadan her şey ters gider, çocuklarının annesi, annesinin gelini (?), aşkın vücut bulmuş hali….
Bir evlattır aynı zamanda, kardeştir, arkadaştır, sırdaştır, her şeyi planlayan, organize edendir.
Bir de çalışandır tabii. İş yerinin bel kemiğidir bir çok yerde. Kadınlarsız olmaz.
Bunca farklı algı yaratan kadın elbette ki bir bu kadar da kimlik sahibidir. Her bir kimlik de ayrı bir sorumluluk yükler.
Bir kadının mutlu olabilmesi demek, tüm sorumluluklarını dengeleyebilmesi demektir. Eğer sahip olduklarınıza yeterince zaman ayırıp, dilediğinizce yaşayabiliyorsanız her birinin tadını, sizden huzurlusu yok emin olun. En önemli detay, dengeyi en doğru şekilde sağlayabilmek.
Bu bakış açısı ile bir güne nasıl başlamalı, nasıla başlamalı ki günü keyifle karşılamalı, doya doya yaşamalı ve gün bittiğinde de huzuru, doygunluğu ve mutluluğu bir arada hissedebilmeli?
Hani bir inanışımız vardır. Bize daha küçük yaşlarda öğretilen, her dönem toplum ve çevremiz tarafından kanıksandırılan ve giderek üzerimize yapışan bir inanış…
“Kadın fedakar olmalı, her zaman önce eşi, önce çocukları gelmeli. …”
Bu olgu biraz da farklılaşarak yerleşir yaşamımıza. Elbette kadınların sorumlulukları erkeklere oranla daha fazla ve bu da beklentileri yükseltmekte. Bununla birlikte unutulmaması gereken çok önemli bir detay var, genellikle göz ardı edilen. Eğer bir kadın yeterince sağlıklı, huzurlu ve mutluysa yani olması gerektiği hatta daha fazlası kadar iyiyse ancak etrafına da iyilik ve güzellikler sağlayabilir, faydalı olabilir. Buradan çıkartılabilecek eylem ne olmalı derseniz, öncelikle kadın mükemmel organizasyon yeteneğini her daim devrede tutmalıdır.
Bir gün dediğimiz zaman öyle hızlı akıp gidiyor ki, yapmamız gereken yapılacakları ve yapabileceklerimizi en ideal şekilde programlamak, ancak bu şekilde tüm sorumlulukların üstesinden gelebilmek mümkün olabilir.
Bu demek değildir ki işlere güçlere boğulun… Ne demiştik kendimiz iyi olmalıyız, gerektiği kadar zaman ayırmalı ve kendi ihtiyaçlarımızı da görmezden gelmemeliyiz. Güne güzel bir kahvaltı ile başlamak, değerli bir dostla birlikte keyifli bir sabah kahvesinin tadına varmak… Günümüze zenginlik ve ihtiyacımız olan doyumu katabilecek küçük ama sıcak detaylardır.
Ya da neden keyif alıyorsanız, işlerinizin arasına biraz serpiştirmenin yollarını mutlaka bulmalısınız. Bunlar hem enerjinizi hem de motivasyonunuzu yükseltecektir.
Bir de inandığım bir gerçek var. Tüm kadınlar sürekli kendilerini geliştirmek, her gün yenilenen bilgi dünyasında ilgi alanını belirleyerek öğrenme sürecine dahil olmalıdır. Gelişmiyorsak kesin olarak geride kalıyoruz demektir. Kadınlar olarak her koşulda yeniliğin ve gelişimin öncüsü olmak bizleri ayrıcalıklı kılacaktır.

Yasemin Özkul Aydın

Kurucu Eğitmen-Kurumsal Gelişim Danışmanı