En yakınımız, hayatımızda belirli bir yeri olan, vaktimizin ne büyük bölümünü ayırdığımız arkadaşımız, dostumuz…
Yüreğimizin en derinliklerini bilen, sırdaşımız, arkadaşımız…
Bir anlamda bir yarımız…
Öylesine kuvvetli örülmüş ki güven bağları…
Aklımızın ucundan bile geçemez “ İhanetleri”
Oysa en yakınımız en büyük düşmanımızmış…
Yürek hisseder ama konduramayız?
Düşüncelerimize bile kınar,
Kendi kendimize kızar sitem ederiz…
O düşüncemiz bile biraz daha yakınlaştırır bizi dostumuza…
Oysa aşikârdır her şey…
Sizi kıskanan, sizin ondan bir ilerde olmanıza bile dayanamayan
Yere göğe sığdırmadığınız dostunuzdur?
Sizi sevgilinizden, eşinizden, kurulu düzenizden…
Attığınız her adımdan…
İçin için çekemeyen,
Dostunuz…
Öğrendim ki;
“ Bu zaman da az dostun olsun, daha iyi, herkesle uzaktan hoş peş edip geçmeli, can gözünü açınca görüyor ki insan; en büyük düşmanıymış en çok güvendiği…” Ömer hayam